İzmir Valiliği(BHİ) Bir dizi ziyaretlerde bulunmak için İzmir’e gelen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Ege Serbest Bölgesi, (ESBAŞ) Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası’ndaki programlara katıldı.
Zeybekci'nin İzmir'deki ilk durağı Ege Serbest Bölgesi oldu.
Ege Serbest Bölgesi(ESBAŞ) Genişleme ve Süre Uzatımı İmza töreni Bakan Zeybekci’nin de katılımıyla Serbest Bölgeler Genel Müdürü Uğur Öztürk ile ESBAŞ CEO’su Faruk Güler tarafından imzalandı.
Bölgenin genişleme ve süre uzatımı protokolü imza törenine; Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Ekonomi Bakanlığı Başdanışmanı Adnan Yıldırım, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Serbest Bölgeler Genel Müdürü Uğur Öztürk, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar ile ESBAŞ CEO'su Faruk Güler katıldı.
2.2 milyon metrekarelik alana sahip ESBAŞ, yapılan protokolle 2.5 milyon metrekareye çıkarıldı. Yapılacak yeni yatırımlarla bölgenin yıllık işlem hacmi 2 milyar dolar, istihdam miktarı da 3 bin 500 kişi artacak.
Ege Serbest Bölgesi’ndeki (ESBAŞ) konuşmasında İzmir Valisi Erol Ayyıldız; “Şehitlerimizi hürmet, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. 15 Temmuz’da dünya tarihine geçmişine örnek olacak şekilde dik duran, her türlü ihaneti kendine ve ecdadına yakışır şekilde karşılayan yüce milletimizin önünde saygı ve hürmetle eğiliyoruz. Bu anlamda rabbim bu kötülüklerle karşılaştırmasın diye de dua ediyoruz.
Bu imza töreninin ilimize hayırlar getirmesini, yeni güzelliklere kapı açmasını cenabı haktan diliyoruz. Bu yöremizin medar-ı iftiharı, değerli evladı olan değerli Bakanımızı bu güzel törende ağırlamaktan da son derece mutlu olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Yeni iş ve aş kapısı olarak değerlendirilen ve sadece İzmir’e değil, yöresine, bölgesine ve bu anlamda Türkiye’ye hizmet edecek olan, bu güzel etkinliğe, bu güzel işe, güzel aşa katkısı olan herkesi şahsım ve ilim adına minnetle, şükranla anıyoruz. İyi ki varlar. Başta Sayın Bakanım olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkürlerimi arz ediyor, hayırlı uğurlu olsun diyorum.” dedi.
Vali Ayyıldız’ın ardından konuşan Bakan Zeybekci Başbakan Binali Yıldırım’ın selamını İzmirlilere iletti. Bakan Zeybekci; "Başbakanımızın size çok selam ve sevgileri var. Bana 'Mutlaka selamımı İzmirlilere ilet' dedi. Hatta Sayın Başbakanımızın, buranın genişletilmesiyle ilgili kararın Bakanlar Kurulu'nda bir an önce imzalanması için talimatları olmuştu. Bizim de bazı şirketlerimizin İzmir'de olması nedeniyle aslında bizler de İzmirliyiz" dedi.
İzmir'in özellikle 24 Mayıs'tan sonra kendileri için çok daha önemli hale geldiğini dile getiren Bakan Zeybekci, "Biz geçen yıllardan beri 'İzmir Türkiye'nin serbest bölgeler şehri olmalı' demiştik. Bu sözümüzden hiçbir zaman geri kalmadık. Çünkü bu şehir 10 bin yıldır bu bölgenin ticaret merkezi. Bu deneyimi iyi kullanmalıyız" şeklinde konuştu.
İzmir'de yeni uzmanlaşmış ihtisas serbest bölgeler kurulması konusunda çalıştıklarını vurgulayan Zeybekci, "Bunlardan biri Aliağa'da olacak. Turizm ticaret serbest bölgesi gibi bir çalışmayı da İzmir sınırlarında yapacağız.
EXPO Ege projemizi yapma fikrimiz de sürüyor. Bu projenin peşinde olalım. Ege'yi tek bir şehir gibi görüp hiçbir kenti diğerinden ayırmadan bir EXPO yapalım. İzmir'den insanlar hızlı trene binip 1 saatte Denizli'ye gidip geldiğinde bu proje kafamızda oturur ve Ege çok daha zengin bir ekonomiye sahip olur. İzmir, Ege'nin illeriyle takılarını tamamlamış olur. Sağlık, kültür turizmini başka yerlerde, başka illerde yapabilir" dedi.
15 Temmuz sonrası yaşanan sıkıntıları bildiklerini kaydeden Bakan Zeybekci, "O nedenle cerrah hassasiyetiyle operasyonlar yapılıyor. Ama cerrah ne kadar mükemmel olursa olsun bir iz bırakacağının bilincindeyiz.
Bazı şirketler mikrop üreten kuluçka makinesi haline gelmiş. Bunlar da iki elin parmağı olmayacak kadar. Bunlarla ilgili gerekli temizlik sonuna kadar yapılacak. Bu ülkenin tüm varlıklarıyla ilgili şöyle bir hassasiyet olacak. Eğer şirketin başında olanlar ihanette yer almışsa o yargılanacak ama o şirket ülkenin varlığıdır ve ihanete bulaşmamış aile yakınları tarafından işletilmesini sağlayacağız. Ekonomik anlamda zarar verilmesini istemiyoruz" şeklinde konuştu.
Bakan Zeybekci’nin İzmir’de ikinci durağı ise Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) olurken Zeybekci, EBSO Özel Meclis Toplantısına katıldı.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Özel Meclis Toplantısına Bakan Zeybekci, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve meclis üyeleri katıldı.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) konuşmasında İzmir Valisi Erol Ayyıldız; “Öncelikle sizlerle beraber olmaktan mutluluk duyduğumu söylemek istiyorum. Her şeyden önce bilinmeli ki ülke olarak size lazım olan, dünyada geçerli olan en güçlü şeye sahip olacaksınız. O da ekonomi ve sanayi. Çünkü büyüklerimizin söylediği de o. Zamana sahip çıkacaksanız bunun silahına da sahip olacaksınız. O da ekonomi ve sanayi.
Bir de zamanın hayrı var. Çok kazanmasanız da, çok kar elde etmeseniz de istihdama önem vererek, ekonomide söz sahibi olmaya çalışmak, bulunduğunuz bölgeyi, mensubu bulunduğunuz ülkeyi ihya etmek, onu en üst seviyeye taşımak bu anlamda da bunu sadece kar amacı ile değil ibadet anlayışı ve milli bir şuurla ve hayır niyetiyle yapmak bu da zamanın hayrıdır. Büyüklerimiz buna mukaddes yük der. Siz de o mukaddes yüke hamalsınız.
Güçlü bir ülke, bir Türkiye var. İşlerinizde kolaylık, bol kazanç diliyorum. Sizler kazanın ki ülkemiz kazansın.“ dedi.
Toplantıda, 15 Temmuz darbe girişimi hakkında konuşan Bakan Zeybekci, darbe girişiminde bulunanlar için, “Bu hainleri kimse hatırlamayacak. İsimlerini aileleri dahil olmak üzer unutmak isteyecekler. Kimse bunlara sahip çıkmayacak. Kimse bunlara ‘benim evladım’, ‘benim kardeşim’ demeyecek. Utanacaklar bunlardan ama bu millet 240 demokrasi şehidini ve 2 bin 190 gazisini ilelebet minnet ve şükranla hatırlayacak.
1789 Fransız Devrimi, 1600’lerde İngiliz Demokrasi Ayaklanması veya Amerika’daki kuzeyin güneye karşı galibiyeti olan Kuzey-Güney Savaşları gibi insan hakları savaşıdır bu. Onlardan çok daha üst seviyede sivil Türk demokrasi devrimi olarak hatırlayacak tüm dünya. Önümüzdeki 10 yıllar ve 100 yıllar boyunca tarihe bu şekilde yaşayacaktır. Elleri öpülesi insanlar böyle bir destan yazdı” dedi.
Bakan Zeybekci, yeni yatırım teşvik paketleri hakkında bilgi verdi. Türkiye’ye yabancı yatırımcıların gelmesi için her türlü imkânı sağlayacaklarını ifade eden Zeybekci, “Yatırım teşvik sistemi ile ilgili düzenlemeleri de aktaran Zeybekci, "Birçok düzenlemesi Meclis’ten geçti. Bu hafta Torba Kanunda son düzenlemeleri geçiliyor. Komisyondan geçti. Bu hafta bu geçmeden Meclis tatile gitmeyecek.
Şu anda Meclis gündeminde ikinci sırada. Yatırım teşvik sistemimizde dört sacayağı üzerine oturmuş teşvik sistemimiz vardı. Burada şöyle bir mantık vardı; tabiri oturmayabilir ama saldım çayıra mevlam kayıra. ‘6. bölgeye teşvik verdim, gidin orada yatırım yapın.’ O öyle olmuyor. 6. bölge değil de 66. bölge teşviki versen de gitmez. Biz bu yatırım paketleriyle Türk mucizesini gerçekleştirmek istiyoruz.
Türkiye’yi, Avrupa’nın 6-7. dünyada 18. ekonomik gücüne sahip olan ülke konumuna getireceğiz. Türkiye olarak yenilenebilir enerjide, sağlık sektöründe, savunma sanayinde, bilişim teknolojilerinde, elektronik sektörlerde önünde bir fırsat var. Bunları değerlendireceğiz. Türkiye’nin rüzgâr ve güneş enerjisinde 50 milyar dolar bir yatırım olacak. Bununla ilgili kapsamlı çalışmalar yeni teşvik paketleriyle gerçekleşecek. Bu paketle ilgili bütün yetkiler alınacak. Yabancı yatırımcılara her türlü imkân sağlanacak. Eğer bunlar yetmezse gelin beraber yapalım denecek" ifadelerini kullandı.
İzmir’deki teşvik sorunu ile ilgili de Bakan Zeybekci, konuyu Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte özel olarak ele alacaklarını aktardı. İzmir’de teşvik gibi bekleyen sorunlarla ilgili kentin paydaşları ile birlikte özel bir toplantı yapılacağını söyleyen Zeybekci, ”İzmir’de stratejik yatırımlar hakkında çalışmalar yapacağız. Teşvik ile ilgili Başbakanımızla birlikte sizleri bir araya toplayarak konuşacağız. İzmir’de neler yapabiliriz, bunu konuşacağız” dedi.
Bakan Nihat Zeybekci'nin son adresi ise, İzmir Ticaret Borsası'ndaki (İTB) kuru üzüm ve incirdeki ilk ürün töreni oldu.
İzmir Ticaret Borsası’nın, tarımsal üretimin teşvik edilmesi amacıyla geleneksel olarak düzenlediği ilk ürün toplantısı Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin katılımıyla gerçekleşirken, yeni sezonun ilk çekirdeksiz kuru üzüm ve kuru incirini de bu toplantıda tanıtıldı.
İzmir Ticaret Borsası tarafından düzenlenen geleneksel olan ilk ürün uygulaması satış töreninde konuşan İzmir Valisi Erol Ayyıldız; “Öncelikle Şehitlerimizi hürmet, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Ülkelerin hayatlarında ekonomiler önemlidir. Türkiye’ye baktığımızda tarımsal yapı hayat kadar önemlidir.
Bu bölgeye baktığımızda yani Ege bölgesi ve İzmir’e baktığımızda; tarımsal yapı ara işletmeler bu önem bir kez daha artmakta. Türkiye geneli içinde bölgeye baktığımızda ise tarımsal yapının en başta gelen ürünleri bu bölgeden karşılanmakta.
Dolayısıyla buraya verilecek bir can suyu sadece bu bölgeye değil, ülke ekonomisinde katkı yapacak, ülkemizin gelişmesi, ekonomimizin canlanması noktasında çok önemli adımları oluşturacak. Buna inanıyoruz Devletimizin ve Sayın Bakanımızın bu yönde yapmış olduğu çalışmalara İzmir Valisi olarak minnettarlığımız belirtmek istiyorum. Allah razı olsun.
Ticaret borsamız bu anlamda katkı olmak üzere; geleneksel olan ilk ürün uygulamasını yapmakta, farkındalık oluşturmakta ben bolluk ve bereket diliyorum. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.” dedi.
İzmir Ticaret Borsası tarafından düzenlenen sezonun ilk ürünü çekirdeksiz kuru üzüm ve kuru incirinin sembolik satış töreninde konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 2017 yılının başından itibaren tarımı ve tarımsal üretimi Gümrük Birliği kapsamına alma görüşmelerine başlayacaklarını söyledi.
Üretmenin, ürettiğini satmanın, alın terinin karşılığını almanın ne kadar güzel bir şey olduğunu; Türkiye'nin ürettiği ürünlerin birçoğunda dünyada tekel olabilme, fiyatları, piyasaları doğduran kontrol edebilme imkânına sahip olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri olarak tarımımızın üzerindeki hassasiyeti başka hiçbir yere göstermiyoruz.
Tarımda istisnasız ve toleranssız bir şekilde korumacı politikalarımızı tüm dünya biliyor. Asla taviz vermeden bu korumacı politikalarımızı devam ettiriyoruz. Tüketicinin, dar gelirli vatandaşlarımızın acil ihtiyaçların karşılanmasında enflasyonla ilgili spekülatif yaklaşımlar olduğunda belki müdahalelerimiz olabilir ama ana hatlarıyla baktığımız zaman korumacı bir politikamız var.
İmkânlarımız ve kaynaklarımız rahatladığı sürece desteklerimizi vermeye devam edeceğiz. İhracatta da tarımsal ihraç ürünlerinde de hızlı bir şekilde dönüşüme gideceğiz. Doğrudan ürüne verdiğimiz desteği önümüzdeki süreçte değiştirerek, işlenmiş ürüne vereceğiz. Bu yönde hareket ediyoruz. En küçük ambalajlı, marka haline gelmiş olan paketleme tarımsal ürünlere, oran olarak daha çok destek. Mesela üzümü 100 gramlık pakette gönderdiğiniz zaman, yarım kiloluk pakette gönderdiğinde, bir kiloluk pakette gönderdiğinde. Paket arttıkça vermiş olduğumuz destek düşecek.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin, milli güvenlik ve ülkenin geleceği için tarımı desteklemek, tarımsal ürün ihtiyacını ve geleceğini garanti almak gibi sorumluluğu ve görevi bulunduğunu aktaran Zeybekci, 2017'nin başından itibaren tarımı ve tarımsal üretimi Gümrük Birliği kapsamına alma görüşmelerine başlıyoruz. Bunun Türkiye'nin bu konudaki politikalarında değişim anlamına gelmiyor. Tarımı ihmal etmek gibi algılanmaması gerekiyor.
Aksine Türk tarımını, tarımsal üretimini artık Avrupa'yla rekabet edebilir bir alana doğru götürmek. Ülke olarak şu politikayı belirledik; Türkiye'yi gümrük duvarlarıyla koruyarak, içerideki tarımsal üretim fiyatlarını yukarıda tutup tüketiciye bu maliyeti katlandırıyoruz. AB üyesi ülkeler ne yapıyor, duvarlarını açarak fiyatlar aşağıda ama ülkelerinin desteklerle üreticinin eline geçen fiyatı bütçe kaynaklarıyla destekleyerek yukarı çıkarıyor.
Biz de yapıyoruz onu ama çok daha fazlasını tüketiciye katlandırarak bunu yapıyoruz. AB ile bu Gümrük Birliği kapsamında tarım, tarımsal üretim, tarım ürünleri, gıda dâhil olduğunda yapacağımız şey budur. AB dâhilinde duvarları kaldırarak, takvim çerçevesinde ürünlerin AB ile fiyat anlamında tam bir homojenlik yapısına kavuşması ama çiftçimizin o ürünü üretmesi için gerekli olan fiyatı da tarımsal destekleri gerektiği kadar artırarak sağlayacağız.” dedi.